Alerji Bağışıklık Sistemi Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?
11 Temmuz 2024

Alerji Bağışıklık Sistemi Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?

Alerji ve Bağışıklık Sistemi

Alerji, bağışıklık sistemi tarafından verilen, zamansız, oldukça şiddetli, ölçüsüz ve ani yanıtlardır. Canlıların yaşamlarına devam edebilmesi için, iç ve dıştan gelen zararlı etkenlere karşı kendini koruyabilecek güvenli sistemlere sahip olmaları gereklidir. İnsanlardaki bağışıklık sistemi bu güvenlik mekanizmaları arasındadır ve diğer canlılara göre daha kompleks bir yapıya sahiptir. Hastalık yapıcı virüslere, bakterilere ve diğer zararlı etkenlere karşı vücudu koruma görevini üstlenmiştir. Antikor üretimi yaparak, bu zararlılara karşı savaş açar. Bu eylemin doğru yapılabilmesi için, vücudun hücreleri ile zararlılar doğru bir şekilde ayrılmalıdır. Bağışıklık sisteminin bu eylemi %99 oranında doğru şekilde yaptığını bilinir. Ancak kalan %1 ihtimalde antikorlar zararlılarla vücudun kendi hücrelerini ayırt edememekte ve alerji sorunu yaşanmaktadır.

Alerji Neden Olur ve Bağışıklık Sistemiyle Bağlantısı Nedir?

Vücutta alerjiye neden olan etkenler arasında çiçek tozları, nikel alaşımlı eşyalar, bakır paralar, sinek ve böcek sokmaları, soğuk hava ve çeşitli besinler gibi faktörler bulunur. Bu nedenle oluşan alerjide ciltte kızarıklık gibi hafif derecede etkiler görülebileceği gibi, ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkması da mümkündür. Bazen alerji genetik etkenlerden kaynaklanabilir. Yaşın ilerlemesi de bağışıklık sistemini zayıflattığı için, yaşlılarda alerji sorunu daha fazla yaşanabilir. Alerjiye neden olan antikor ise İmmunoglobulin E (IgE)'dir. Sağlıklı kişilerde belli oranda sentezlenirken, alerjik yapıda olan kişilerde bunun on katı oranında sentezlenmektedir.

Alerjiye neden olan maddeyle ilk defa karşılaşan vücutta fazla miktarda IgE antikoru salgılanmaya başlar. Bu antikorlar solunum ve sindirim sistemindeki iç yüzeylerde bulunan epitel dokunun arasındaki mast hücrelerine tutunur. Bu aşamada IgE antikorları vücudu korumak için hazır halde bekler. Alerjen maddeler vücutta ortaya çıktığında ise antikorlar devreye girer. Bünyelerindeki histamin gibi maddeleri boşaltarak, bu alerjen maddeleri ortadan kaldırmaya çalışır. Antikor türleri ortalama 3 hafta kadar vücutta etkisini sürdürürken, IgE antikorları mast hücreleriyle birlikte uzun yıllar tahribe uğramadan vücutta kalır. Bu özellik, çocukluk döneminde penisilin alerjisi olan bir bireyin yetişkinlik döneminde de penisiline aynı tepkiyi vermesini açıklar. Yani 5-6 yaşlarında üretilen IgE antikorları kişi 40 yaşına bile gelse, mast hücrelerine tutunarak bozulmadan fonksiyonlarını sürdürebilir.

Bir kişinin bağışıklık sisteminin alerjik reaksiyona neden olacak miktarda IgE antikoru üretmesi için, belirli aralıklarla birkaç kez alerjenlerle karşılaşması gerekir. Alerjen vücuda ilk kez girdiğinde, bunlar IgE antikorları tarafından karşılanır, histamin gibi maddelerle zararlı kabul edilen alerjen maddeleri tahrip eder ve çevredeki dokularda iltihaba neden olup, vücudun kendi hücrelerine de zarar verirler. Örneğin, alerjenler burun, göz ve sinüs gibi bölgelerdeki mast hücreleriyle karşılaşır ve uyarırsa, kişide alerjik rinit ortaya çıkar. Ciltteki hücreler uyarıldığında ise kişide ürtiker rahatsızlığı meydana gelir.

Gıdalara ve ilaçlara karşı ortaya çıkan alerjilerde, ciltte kaşıntı, kusma ve ishal gibi belirtiler oluşur. Baharda polenler havada daha fazla görüldüğünde ortaya çıkan alerjik reaksiyonlarda bahar alerjisi, havalandırılmayan ortamlardaki tozlar kış aylarında alerjik rinit ortaya çıkabilir. Hayvan tüyleri, eşyalar ve toz zerrecikleri de alerjiye neden olabilir. Herkesin bünyesi farklı olduğundan, bağışıklık sistemi hassasiyeti de farklılık gösterir, dolayısıyla ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar da kişiden kişiye değişir.

Bağışıklık Sistemi Güçlendirilirse, Alerjiden Korunmak Mümkün Olabilir

Alerjik reaksiyonlardan korunmak için, alerjen maddelerden uzak kalınmalıdır. Ancak günlük yaşamda bu genellikle mümkün değildir. Bu yüzden koruyucu tedaviye yönelmek yani alerjen maddelerden uzak kalmak en doğrusudur. Bu uygulanamadığında kortizon ya da antihistaminik ilaç tedavisi uygulanabilir. Bunlar mast hücrelerinin histamin salgısını bir süre baskılar. Ancak ilaç etkisini kaybettiğinde, histamin yeniden salgılanır. Bu nedenle alerjenden korunma sağlıklı bir şekilde sağlanamaz. Ayrıca ilaçların uyku veren etkisi nedeniyle, kişilerde uykulu bir hal oluşur. Bu yüzden alerji, bağışıklık sistemi tarafından ortaya çıkan bir etken olarak görülmeli ve bundan kurtulmak için çocukluk döneminden itibaren bağışıklık sistemini güçlendirecek bir beslenme düzeni oluşturulmalıdır. Bağışıklık sistemi ne kadar güçlü olursa, verdiği tepkilerde sağlığımızın korunmasında o kadar etkili olur.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Gözen

11 Temmuz 2024 Perşembe

Alerjiyle ilgili bahsettikleriniz çok ilginç ve aydınlatıcıydı. Ancak merak ettiğim bir şey var: Alerji belirtilerim olduğunda antihistaminik ilaçlar kullanıyorum ama ilaç etkisi geçince semptomlar geri geliyor. İlaç kullanımı dışında, bağışıklık sistemimi güçlendirmek için neler yapabilirim? Beslenme düzenini nasıl değiştirmeliyim ki bu alerjik reaksiyonlardan daha az etkileneyim?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Merhaba Gözen,

Öncelikle, alerji ile ilgili deneyimlerini paylaştığın için teşekkür ederim. Antihistaminik ilaçlar semptomları geçici olarak hafifletebilir, ancak alerjinin kök nedenine yönelik bir çözüm sunmaz. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve alerjik reaksiyonları minimize etmek için beslenme düzeninde bazı değişiklikler yapabilirsin.

Öncelikle, anti-inflamatuar etkisi olan yiyecekleri tüketmeye özen göstermelisin. Bunlar arasında omega-3 yağ asitleri açısından zengin balıklar (somon, sardalya gibi), ceviz, keten tohumu ve chia tohumu bulunur. Ayrıca, taze meyve ve sebzeler, özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler, renkli meyveler ve sebzeler de bağışıklık sistemini destekler.

Probiyotik açısından zengin yiyecekler de bağırsak sağlığını koruyarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi fermente gıdalar tüketebilirsin.

Bunun yanı sıra, işlenmiş gıdalardan, rafine şekerden ve aşırı tuzdan uzak durmak da önemlidir. Bu tür yiyecekler inflamasyonu artırabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir.

Son olarak, yeterli miktarda su içmek, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak da genel sağlığını ve bağışıklık sistemini destekler. Unutma ki, herhangi bir beslenme değişikliği yapmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak faydalı olacaktır.

Sağlıklı günler dilerim!

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Haber Bülteni